Ara
Kullanıcı E-Posta:   Şifre:  
Giriş
Şifremi Unuttum
Üye Ol!


 

 

Create your free online surveys with SurveyMonkey , the world's leading questionnaire tool.

İçerik Reklam
 

 

Genelde güç ve güzelliği temsil eden bir burçtur. Alışkanlıklarına bağlıdır. Ani değişikliklerden, sürprizlerden hoşlanmaz. Kendini maddi ve manevi açıdan güvenli hissetmek ihtiyacındadır.

 
BOĞA
Burçlar

Anne Barge 2010 tasarımları

 

Gelinlik Defileleri

 

   Hukuk  /  Medeni Kanun da Değişiklik

Medeni Kanun'da değişiklik

Cumhuriyetin kurulmasından sonra yürütülen devrimler yasal alanda köklü değişiklikler getirmiştir. Bunlardan biri bilhassa kadınlar açısından önemli haklar getiren "Türk Medeni Kanunudur". 17 Şubat 1926 tarihinde İsviçre Medeni Kanunundan örnek alınarak bir medeni kanun çıkarılmıştır. Bu kanun, kadın erkek eşitliği hususunda radikal değişiklikler getirmiş ve kadınların önünü açarak modern standartlara yaklaşmalarına hizmet etmiştir. Ancak, zaman içinde yeni gelişmeler doğrultusunda ciddi bir reformasyon görmeyen Medeni Kanun bugün bazı hususlarda yetersiz kalmış ve l935 lerden beri süren reform çalışmaları1 Ocak 2002 de yürürlüğe giren Yeni Türk Medeni Kanununu şekillendirmiştir.

Yeni Medeni Yasa ile;
Eski kanunda aile reisliği kurumu vardı ve aile reisi kocadır. Yeni Medeni Yasada aile reisliği kaldırılmış ve eşlerin evlilik birliğini beraberce yönetecekleri düzenlenmiştir.
Eski kanunda evlilik birliğini temsil yetkisi (bazı hususlarda karının da temsil yetkisi vardır) kocaya aittir. Yeni Yasada temsil yetkisi eşlerin her ikisine birlikte verilmiştir.
Evin seçimini kocanın yapacağı hükmü değiştirilerek, eşlerin oturacakları evi birlikte seçecekleri hükmü getirilmiştir.
Kadına, "önceki" soyadını kocasının soyadından önce gelmek üzere kullanabilme hakkı veren ve daha önceden yapılmış olan (1997 yılında) değişiklik yeni yasada aynen benimsenmiştir.
Eski Medeni Kanuna göre eşlerin velayeti birlikte kullanacağı, anlaşmazlık halinde ise babanın reyinin üstün olacağı hükmü değiştirilerek eşlerin velayeti birlikte kullanacakları düzenlenmiştir. Anlaşmazlık halinde ise hakim karar verecektir.
Yeni Medeni Yasada eşlerden birinin meslek ve iş seçiminde diğerinin iznini almak zorunda olmadığı hükmü getirilmiştir. Bu düzenlemeyle eşler mesleklerini diğer eşten izin almadan sürdürebilecektir. (Zaten Eski Medeni Kanunun 159. maddesinde yer alan kadının meslek ve iş yapabilmesi için kocasının iznini alacağı şeklindeki hüküm 1990 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir.)
Eski Medeni Kanuna göre diğer rejimlerden biri seçilmemişse geçerli olan kanuni mal rejimi "mal ayrılığı" iken Yeni Yasada "edinilmiş mallara katılma" rejimi getirilmiştir. Her eşin kendi adına kayıtlı olan mallara sahip olmaya devam etmesi denilen mal ayrılığı yerine, yeni rejime göre yine eşler evlenirken başka bir rejim seçmemişlerse evlilik birliğinin kurulmasından sonra her eşin karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleri (edinilmiş mallar) evliliğin sona ermesiyle eşit olarak paylaşılır. Kişisel mallar ise sahiplerinde kalır.
Eski Medeni Kanuna göre evin ve çocukların geçimi kocaya ait iken Yeni Medeni Yasada, eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıklarıyla katılırlar şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Yeni Yasa ile evlenme yaşı kadın ve erkek için eşitlenerek yükseltilmiştir. Aile izni ile evlenme halinde 17 yaşını doldurmak, mahkeme kararıyla evlenme durumunda 16 yaşını doldurmak şartı getirilmiştir. (Eski Kanuna göre; aile izniyle evlenmede erkek 17, kadın ise 15 yaşını doldurmuş olmalı, mahkeme kararıyla evlenmede erkek 15, kadın ise 14 yaşını doldurmuş olmalıdır.)
Daha önce evlenmek için müracaat yeri, erkeğin oturduğu yer evlendirme memurluğu iken Yeni Yasada kadın veya erkeğin oturduğu yer evlendirme memurluğu olarak düzenlenmiştir.
Genel hükümlere göre boşanmadan sonra nafaka davalarının açılma yeri davalının ikametgahı yer mahkemesidir. Yeni Yasada ise davacının ikametgahı yer mahkemesi yetkili kılınmıştır.
Yeni Medeni Yasada evlat edinme konularında da önemli yenilikler getirilmiştir. 30 yaşını dolduranlar evlat edinebilirler, evlat edineceklerin çocuğunun olmaması şartı kaldırılmıştır.
Yeni Medeni Yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte Aile Mahkemeleri Kurulması konusu kaçınılmaz hale gelmiş ve bu konuda hazırlanan yeni yasa tasarısı TBMM"ye sunulmuştur.
 III. Kimlik Belgelerindeki Değişiklik
Kimlik belgelerinde yer alan "boşanmış, dul, evliliği fes edildi" gibi ifadelerin toplumsal önyargılar sebebiyle kadınlar açısından rahatsızlıklar yarattığı görülmüştür. Bunun üzerine yapılan çalışmalar sonucunda kimlik belgelerindeki "medeni hal" bölümüne sadece "evli" veya "bekâr" ifadesinin yazılması sağlanmıştır. Bu değişiklik ile "boşanmış, dul, evliliği feshedildi" gibi ibarelerin kadınlar açısından yarattığı rahatsızlığa son verilmiştir. Resmî kurumlar tarafından verilen her türlü kimlik belgelerinin (ehliyet, kurum kimliği, diploma gibi) aynı ilke doğrultusunda düzenlenmesi çalışmaları tamamlanmıştır.
 IV. Ailenin Korunması Hakkında Kanun
Kadınlara yönelik şiddet tüm dünyada yüksek oranlardadır. Türkiye'de de kadınlara yönelik şiddetin neredeyse tamamına yakını aile içinde uygulanmaktadır. Bu konuda özel bir kanun çıkarılmadan önce aile içinde uygulanan şiddet ceza kanunlarındaki genel hükümler doğrultusunda değerlendirilmekteydi. Bu durum ise birçok sıkıntıya sebep olmaktaydı. Aile yaşamı özel bir alan kabul edildiği için bu alanda uygulanan şiddetin gereken kısa sürede tespiti ve cezalandırılmasında güçlükler yaşanmaktaydı. Genel şiddet hükümlerinin aile içi şiddet olaylarına da aynen uygulanmaya çalışılması bu şiddetin geriletilmesi ve ortadan kaldırılması konusunda yetersiz kalmaktaydı. Bu konuya has bir düzenleme yapılması ihtiyacı üzerine 17 Ocak 1998 yılında Ailenin Korunması Hakkında Kanun çıkarılmıştır.
 Söz konusu kanun, aile üyelerine ailenin diğer bir üyesi tarafından şiddet uygulanması halinde bir takım özel tedbirler alınmasını içermektedir. Bunlar arasında; şiddet uygulayan aile üyesini birlikte oturulan mekandan uzaklaştırma, şiddeti uygulayan kişinin şiddet ve tehdit aracı olarak kullanabileceği düşüncesiyle sahip olduğu silahları yetkililere teslim etmesi, şiddet uygulayan kişinin ailenin diğer bireylerinin geçimi için "tedbir nafakası" vermesi, aile üyelerini iletişim vasıtalarıyla rahatsız etmemesi, aile üyelerinin eşyalarına zarar vermemesi gibi tedbirler mevcuttur. Bu tedbirlere uyulmaması halinde 3 aydan 6 aya kadar hapis cezası öngörülmüştür. Şiddet mağdurları bizzat şikayette bulunabilecekleri gibi, bu şiddete tanık olan veya şiddetten haberi olan kişilerin başvuruları üzerine veya polisin doğrudan harekete geçmesi üzerine de bu kanun uygulanabilmektedir. Bu kanuna göre verilecek tedbirler 6 ayı geçemez.



 

 

 

 

         
AlyansTV © 2007 - 2024. Tüm hakları saklıdır.
Üye Ol!
İletişim  | Gizlilik Politikası  | Kullanım Sözleşmesi